28 Ocak 2012 Cumartesi

54 YILDAN BİR BAKIŞ:

54 YILDAN BİR BAKIŞ:

Ben; 1954 yılında  “Ot ile Ekinin” arasında, yani ot biçim mevsimi bitip de, ekin biçim mevsimi başladığı sıralarda, Konya. Bozkır. Yelbeği Köyü’nde doğmuşum.
 Vefasız Kaldığım Aşkımdan (Köy’ümden) Bir Görünüş:
Güzel Köy’ümden Bir Kış manzarası
 (Taştekne, Söğüt, Kavak ve Ardıcımız):
Birçok insanda da bulunduğu gibi, büyük bir aşk, tutku  derecesinde severim ben köyümü. Adı bile titretir gönlümü….! Gittiğim zamanlarda, saatlerce dalar seyrederim, bir tek ardıcını yada meşesini…
“Köyümüz Yelbeği ve Kuyularımızın Birinden Görünüm”

Çünkü orada karılmış mayam...
Ve, orada yatar tüm eba ve ecdadım…!
Benim “Poşulu” lakaplı bir dayım vardır….
         Eğitmenimiz ve Çatak Üniversitemiz:
O bir zamanlar İzmir’e gelmiş ve çok beğenmiş…
Lakin; “Köyümü terk ettim; vilayetimi terk etmem…” demiş. Ben de; bırakın köyümü,  ilimin dışında yaşamak zorunda kaldım ömrümün çoğunu…! İşte o yüzden ben, hiç olmazsa asla terk etmek istemem, bari ülkemi! Çünkü O’nu da aşk derecesinde severim ve  insanımı.
                      
              Yelbeği Köyü Çatak Üniversitesi (İlkokulu):

        İlkokula 1961 yılında, köyümüzün Çatak Mevkii’ndeki “Çatak Üniversitesinde” (ilkokulumuz) başladım. 1966 yılında da bitirdim. Temel bilgi ve değerlerimin çoğu buradan aldığım eğitim öğretime dayanır.                                              
                               
 İvriz’in 3. Sınıfındayken Çerez Niyetine Cebimin Kuru Ekmeği:
Üniversitemizden İlkokul diplomamı aldığım yıl, Köy Enstitüsü kökenli İvriz İlköğretmen  Okulu’na girdim. Altı yıllık yoğun bir eğitim öğretimden sonra:
          1972 yılı Ağustos başında, Ağrı, Tutak, Damlakaya (Meter) Köyü ve köyün  İlkokulu’ndaki sınıf öğretmenliğine,  pardon hayat okuluma başladım.





Ağrı, Tutak, Damlakakaya, (Meter)  Köyü İlkokulu:

          Ben, bir yerlerde pek fazla duramam. O nedenle; Ülkemizin doğusundan batısına, pek çok yerde çalıştım. Bunlardan biri olan, İzmir, Torbalı, Bozköy  Köyü ile İlkokulunda  “hayat okulu öğrenimimi” sürdürmekteydim ki; Birden bire; yaptığım işlerle, okuduğum okumaların bana pek yetmediğini fark ettim. Bu fark ediş üzerine kendimi yenileme ihtiyacı duydum.
          Öğretmenliği bırakmadan gidebileceğim tek okul, Hukuk Fakültesiydi. Girdiğim sınavlar sonucunda, 1985 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdim. 1989 yılında da mezun oldum.
          Avukatlık stajını İzmir’de tamamladıktan sonra, öğretmenlikten emekli olmama 7 yıl gibi kritik bir zaman kalmıştı. İki işten birisini tercih etmek de mahsurluydu. Durum bu olunca  her iki mesleği de 7 yıl birlikte yürütmek zorunda kaldım. Ama çok yoruldum.
           Öğretmen olarak emekli olduktan sonra birkaç yıl daha avukatlığa devam ettiysem de yan gelip yatmak, gezip tozmak, gönlün istediğini, kafanın estiğini yapmak bana daha cazip göründü.
            Ben de aldım cüppeyi, çıktım dışarı... Gönlü ve kafayı tamamen serbest bıraktım.  Çıkış, o çıkış… Gezip tozmanın hakkını verdim evvel Allah!
             Bu arada tek bir şey yapmaya çalıştım. O da;
Elimden geldiğince kendi kendimin hakkından gelmeye, yani kendimi eğitmeye,
            Pardon; terbiye etmeye çalışmaktı.
             Nihayet, sanırım belki biraz olsun terbiye olduğumu düşünmekteyim ki:
           Nasip oldu; avukatlık büromu ikinci kez olmak üzere; İzmir, Torbalı’da açtım.
          Bu açılışta, sırayla ve birbirleriyle bağlantılı olacak şekilde beş şeyi hedef edindim kendime…
Bunlar:
        - Haklının hak olan, hakkını aramak…!
        - Bu yoldan Hakk olan, Hakk’ı aramak…!
        - Haklıya bir dost kapısı aralamak…!
        - Haksızın karşısına bir kale dikmek…!
        - Eh, burasını bir dost kapısı edinenlerden bu çarkı döndürecek kadar bir parayı aramak…

                   *******************************
         Gerçi bu kitap işini de dert etmiştik başımıza. Ancak bu benim, ta İvriz İlköğretmen Okulu’ndan beri ukdemdi. Orada nice şiirler yazmış, okumuştum. Ve en güzel hep ben okumuştum Arkadaşlarım bilirler; hem şiir yazma, hem de okuma yarışmalarının tek favorisi bendim. Ayrıca öykü ve romanın da hakkından gelirdim. Özellikle; “Yırgar” adlı şiir kitabımdaki şiirler okul arkadaşlarımın hatıra defterlerini süsler, ezberlerini işgal ederdi. Ayrıca dağlarda yaşayan, okul görmemiş, her şeyi yaşayarak öğrenmek zorunda kalmış ama hatalarını bilmiş bir cezaevi kaçağıyla, dağlarda karşılaştıkça yaptığımız sohbetleri romanlaştıran “Kaçak”; yine rahmetli dedem; Konya-Bozkır ilçesi Mudafaa-i Hukuk Teşkilatı’nın kurucu üye ve köyler temsilcilerinden, zamanın Yelbeği Köyü Muhtarı, ilginç, önder ve cesur kişilik; Delimam’ın hayıtından alıntılar yapan “Delimam” adlı roman çalışmalarım öğretmen ve öğrenciler arasında okunurdu. Ve de pek meşhurdu.
           Kitap taslakları elime ara sıra gelir, devamı niteliğinde bir şeyler yazdığım anda elimden çıkar, İvriz’li okuyucularımı şöyle bir kolaçan eder, yine bana gelir, bu çalışmalar elden ele dolaşır ve böylece sürer giderdi. O günün şartlarında bu; arkası yarın gibi bir şeydi…
         Kendimi insanlığa faydalı olmak adına kitaplar yazmaya, bu yolda tanınmaya ve bilinmeye hep hazır bulurdum. Aynı şekilde bunu benden, beni tanıyan tüm İvrizliler de beklerdi.Ama kendimizi hayat gailesine kaptırdık.
       Bu gaile bugüne dek elvermedi buna! Yukarıda sözünü ettiğim üç adet, adeta bitmiş durumdaki kitabım zamanın tozlu yollarında kaybolup gitti! Ve tam 35 yıl beklemek gerekti! Belki bu bir zaaftı, belki de doğru zaman değildi… Bilmiyorum…


İlk Romanımın Kahramanı Delimam (Mehmet) Dedem 1928 Yılında:


         Nihayet elinizdeki ana adı ”Çürüme” olan bu kitap, anlaşılacağı üzere bereketli başladı ve “Nikâh Yozgunları, Çürüme, Gurbetteki Vekil, Sabır Bozgunu ve Kördöğüşü” adlı hem birbirinden bağımsız, hem de birbiriyle ilintili beş kitap halini aldı.
Çalışma henüz bitmeden gerisinde iki, hatta üç kitap taslağı daha bıraktı.
Bu çalışmaya 2006 başlarında giriştim; geceli gündüzlü bir çalışmayla onca eksikliğine rağmen, apar topar Mart 2008 sonlarında şimdilik kaydıyla el çektim.
 Burada “54 Yıldan Birkaç Satır” demekteki kastım; 54 yıldan geriye doğru baktığımda gördüklerime işarettir. Bunları sizlerle paylaşmak istedim…
Anılan beş kitabı, tek kapak altında ve hepsini birlikte takdirlerinize sunmak bana dana faydalı göründü. 
Bu çalışmaları yapmaktaki tek gayem; insanlığa faydalı olmaktır.
 Umarım Allah’tan, çabamdan bu fayda oluşur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder