d- Ruhlar Ne Zaman Yaratılmıştır yada Yaratılır?
Klasik dinsel öğreti ile bizlere hep; “Ruhların, insanlar yaratılmaya başlanılmazdan çok önceleri yaratıldığı, bu zamana “ruhların yaratıldığı zaman” denildiği, ayrıca o zaman C. Allah tarafından ruhlara; “Sizin rabbiniz kim?” diye sorulduğu, bir kısmının O’nu, yani Allah’ı tasdik, bir kısmının ise inkar etmesi üzerine ikinci kez sorulduğunda, bir kısım inkarcıların inkarında devam ettiği halde bir kısım inkarcıların kabule yöneldiği, aynı şekilde bir kısım tasdik edicilerin inkara meylettikleri halde, bir kısım tasdik edicilerin tasdik etmelerinde devamlılık gösterdikleri anlatılmaktadır. Buna bağlı olarak, bu dört grup ruhun, anılan bu inançsal halleriyle uyumlu birer dünyasal hayat sürdükleri” anlatılmaktadır.
Bu anlatımın bazı doğru yanları olabilse de çoğu yönden yanlışlıkları vardır. Bir kere yukarıda anlatmış olduğumuz kader konusundaki izahlarımızla bu anlatım uyumsuzdur. Dolayısıyla anlatılan şekilde insani bir ruh yaratımı söz konu olduysa dahi, bu yaratım genel bir insani ruhun yaratımına dair olmalıdır. Yani genel bir yazılım şeklinde olmadır. Her insanın bizzat kendisini teşkil eden o özgün ruhunun planlaması, yani kaderlemesi bu anlatılan aşamada olmayıp, anne rahminde gerçekleşmesi akla, Kuran’a, bilimsel bilgiye daha yatkındır.
İşaret etmek istediğim diğer yön de; ruhlara niçin bir kez sorulmuyor da iki kez soruluyor olduğudur. Hatta iki kez sorulduğuna göre, niye üçüncü hatta daha fazla bir şans yada şansızlık tanınmamışlığıdır. Ancak hayatın olağanına bu cepheden bakınca, anlatılandan daha fazla sorulmuş olmasının gerçeğini görülüyor. Yani hayata bakıyoruz da, bazı insanlar bu inanç konusunda bırakın biri ikiyi, adeta “dön dön oyunu” oynar bir hale bile gelebilmişlerdir. Peki onlara kaç kez soru yöneltilmiş olmalıdır.? Yahut onlar hangi kategori içinde yer almaktadırlar.?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder